18 Mayıs 2012 Cuma

Zelazo 19 Mayıs Cumartesi günü saat 19:00'da kapılarını açıyor. Açılış sergimizde yer alan isimler: Pelin Turgut, Zeynep İnal,John Dew, Tolga Özuygur+Cem Uzunoğlu ve Mandalinarossa.

Gelin ve büyük beynin içine herkesten önce girin!

15 Mayıs 2012 Salı

OKB

İlk ne zaman başladı hatırlıyor musunuz?
Yoldaki çizgilere ilk ne zaman basmadan yürümeye başladınız?
Sayılar ne ara bu denli önemli oldu sizin için?

Peki hiç bu kadar suçlu hissettiniz mi kendinizi?
Sadece düşüncelerinizden dolayı
Utandınız mı kendinizden,kim olduğunuzdan?
Hiç bu kadar yalnız hissettiniz mi?
Komik duruma düştünüz mü 3 kere ayağınızı sandalyeye değdirdiğinizde?
3 kere kapıya vururken,sonra 3 kere daha
Olmadı 3 kere daha...

Nefessiz kaldınız mı?
Sabah kan ter içinde uyanıp ölecekmiş gibi hissettiniz mi?
Yumruklarınıza bakın
Kalbiniz gibi sımsıkı kapalı mı?
Akıttınız mı acınızı gözyaşlarınızla?
Çıkmıyor değil mi içinizden?
Bir hayvan gibi büyüyor midenizde
Kusmak istediniz mi nefretinizi?

Artık utanmayın BENliğinizden,
Saklamaya çalışmayın kendinizi,
‘’3 kereleri’’,’’sözde kötü düşünceleri’’
Unutmayın,
Birçok insanın kalbi bu denli büyük değil,
Ne hayalgücü bu kadar güçlü,
Ne bu denli detaycı ve titiz.
Her gün kendinizle uğraşmanız kolay değil
Belki de kimse bu kadar cesur değil.

Sevin kendinizi,
Siz de sevilebilir bir insansınız
Herkes gibi.
Bakın sokaktaki kediye
Nasıl da temizliyor patilerini
Atın çöplerinizi,geçmişin kirini.
Unutmayın ki yalnız değilsiniz

1 Mayıs 2012 Salı




En derin yalnızlık bir gün acı duygusunun bile seni terketmesiymiş.Hiçbir şey hissedememek ,bir şeyler hissedilmek için canını yakmakmış.Mutlu olmak çok zormuş o yüzden mutsuzluğu seçmekmiş…Çocukluğumdaki en derin anlara sığınıyorum mutlu olmayı taklit edebilmek için.Mutluymuş gibi davranabilmek için onun nasıl bir şey olduğunu hatırlamam gerekiyor.Babam beliriyor yanı başımda.Uyumak üzereyim.Uyumadan bana mitolojik hikayeler anlatıyor en bilge haliyle.Zeus bir kuğu şekline bürünmüş kıskanç karısı Hera onu farketmesin diye devam ediyor öykü.Sesi gittikçe uzaklaşıyor uyku sarıyor bedenimi.Huzurla bırakıyorum bilinçsizliğe kendimi,biliyorum ki babam yanımda bana hiçbir şey olmaz.Mutluluk bu işte.O anda olmak,başka hiçbir şey düşünmemek,ne gelecek ne geçmiş var.Zeus çapkınlıklarını yapa dursun ben mışıl mışıl uyuyorum.Artık taklit edebileceğim bir gülümseme var.Belki yeterince uzun süre taklit edersem mutluluğu,bir gün gerçek olur…
Güven Turan-Zemberek kitap kapağı
Pilise kumaş üzerine baskı



İki kişilik odalar
İki kişilik yataklar
Yemekler iki kişilik
Yalnızlık tek
Geriye kalan çok kuvvetli bir sessizlik
Hush

Eline aldığı makasla göbeğini yumuşacık bir sesle kesti.Mükemmel bir daire oluşturdu.İnanılmaz güzellikteki kırmızı hayat sıvısı bacaklarından aşağı süzüldü.Hafif başı döner gibi oldu,bir garip oldu içi.Elini,içine daldırdı.Sıcacık,ıslak bir yuvaya girdi.Bir şeylere dokunmaya çalıştı,dokunamadı,içi bomboştu.O yüzden hiçbir şey hissedemiyordu.Gözlerinin üstünde iki küçük cam vardı ,dibi karanlıktı.
Eline anneannesinden kalan iğnesini ve ipliğini aldı.Göbeğini dikmeden içine bir şeyler eklemeye karar verdi.Olmayan kalbinin yerine bir ısırık alınmış kırmızı bir elma yerleştirdi.Gözlerini havaya kaldırdı,yeterince düşündüğüne karar verdikten sonra ,dudaklarını u harfi şeklinde dikip aynaya baktı.Aynadaki görüntüsünü görünce gülmeye başladı,ama dudaklarını birleştirdiği için gülerken canı acıdı.Etrafı sildi iyice,makasını özenle yıkadı.Çok sevdiği pofuduk terliklerini ayağından çıkardı , huzur dolu bir ifadeyle yatağına uzandı ve camdan gözlerini uzun sürecek bir uyku için yumdu .
Annem,kardeşim ve ben...
Ayın doğuşuyla yürümeye başlardık.Nereye gittiğimizi bildiğimizi sanırdım ama bilmiyorduk.Sadece daha iyi bir yer arayışındaydık.Kendimizi ait hissedebileceğimiz bir yer.Yol hiç bitmezdi.Saçlarımız uzamaya devam ederdi.Yol olur,taş olur,geçmişimiz olurdu...
Melancholia Serisinden
Melancholia Serisinden
Melancholia Serisinden
Melancholia Serisinden
Bazı anlar aklımdan hiç çıkmıyor...Babamın kül tablasını kırdığım zaman parçaları elimle birleştirmeye çalışışım,ilk alaturka tuvalete girişim ve annemin okula aceleyle taşıdığı yedek külotlu çorap,5 yasında tum cesaretimle aşkımı ilan edişim ve ilk reddedilişim,kilyos plajında kayboluşum,annemin gözyaşlarıyla bana sarılışı,kardeşimi hastane odasında ilk görüşüm,yan odadan duyduğum mermere çarpma sesi ve sessizlik ,bağlamayı beceremediğim lacivert ortopedik ayakkabılarım ve diş tellerim,anaokulu servis şöförünün ettiği küfür ve anlamını sorduğum anki annemim yüz ifadesi...

Bende iz bırakan anları,kareleri,beynimde beliren görüntüleri,çizimleri paylaşmak istedim.Umarım keyif alırsınız siz de. Görüşmek üzere...